26 Eylül 2007

ÖLÜMSÜZ KIRMIZI GÜLLER...


Kan rengi, kıpkırmızı güllere bayılırdı.Zaten onlarla adaştı da...Rose...
Gül...Kocasının sevgili Rose'u...Her yıl Sevgililer Gününü kapısının önünde bulduğu enfes fiyonklarla süslü,kucak dolusu kırmızı güllerle kutlardı.Hiç aksatmadan.Hatta eşini kaybettiği yıl bile kapısı çalınmış,gülleri kucağına bırakılmıştı.Tıpkı geçmişte olduğu gibi,küçük bi kartla birlikte...
Her yıl güllere iliştirdiği karta aynı şeyi yazardı."seni geçen sene bugünkünden daha çok seviyorum..."Birden bunların son gülleri olduğunu düşündü.Önceden ısmarlanmış olmalıydı.Zaten herşeyi önceden planlamayı severdi.Gülleri vazoya yerleştirdi.Vazoyuda konsolun üzerine, eşinin kendisine gülümseyen fotoğrafının yanına koydu.Orada kocasının koltuğuna oturup,saatlerce gülleri ve kocasının fotoğraflarını seyretti sessizce.Bitmek bilmeyen bir yıl geçti...Yapayalnız ve hüzün dolu bir yıl...Sonra bir sabah kapı çalındı.Tıpkı eski günler olduğu gibi.Kıpkırmızı gülleri,üzerinde küçük kartıyla birlikte kapının eşiğindeydi.Sevgililer Gününü kutluyordu.Gülleri içeri aldı.Şaşkınlık içinde, doğru telefona gitti.Çiçekçi dükkanını aradı.Onu bu kadar üzmeye kimin hakkı vardı?
"Biliyorum" dedi çiçekçi."Eşinizi geçen yıl kaybettiniz.Telefon edeceğinizi de biliyordum.Bugün size yolladığım gülleri çok önceden ısmarlamış,parasını da peşin ödemişti.Hep böyle yapardı zaten,hiç şansa bırakmazdı.Dosyamda talimat var.Bu çiçekleri size her yıl yollayacağım.Bir de özel kart vardı,kendi el yazısıyla.Bilmeniz gerek diye düşünüyorum.Ölümünden sonra çiçeklere iliştirmemi istediği kart"Rose hıçkırıklarla kapadı telefonu...
Parmakları titreyerek zarfı açtı."Merhaba GÜLÜM!" diye başlıyordu kart."Bir yıldır ayrıyız.Umarım senin için zor olmamıştır.Yalnızlığını ve acılarını hissedebiliyorum.Giden sen,kalan ben olsaydım neler çekerdim kimbilir?Sevgi paylaşıldığında yaşamın tadına doyum olmuyor.Harika bir eştin,dostum,sevgilim benim...Sadece bir yıldır ayrıyız.Kendini bırakma.Ağlarken bile mutlu olmanı istiyorum.Onun için bundan sonraki yıllarda güller hep kapında olacak.Onları kucağına aldığında paylaşacağımız mutluluğu düşün.Seni hep sevdim.Her zamanda seveceğim.Ama sen yaşamalısın,devam etmelisin...lütfen...Mutluluğu yeniden yakalamaya çalış.Kolay değil biliyorum; ama bir yolunu bulacağına eminim.
Güller sen kapıyı açmadığın güne kadar gelmeye devam edecek.O gün çiçekçi beş ayrı zamanda gelip kapıyı çalacak, eve dönüp dönmediğini kontrol edecek.Beşinciden sonra,gülleri emin olarak ona verdiğim adrese getirip,seninle yeniden ve ebediyen kavuştuğumuz yere bırakacak... SENİ SEVİYORUM GÜLÜM...

25 Eylül 2007

yine de hayırlı olsun:((


ooof ooof....kocacık da blog açtı kendine...efkarlıyım...onun blog açması demek benim üstüme kuma gelmesi demek:)bişe konuşmak istemiyorum aslında,kıskançlık damarım kabardı yine...eve gelince bilgisayarın başına geçecek,iş yerinde bilgisayar başına daha çok oturacak...oooff oooff efkarlıyım başım duman....

24 Eylül 2007

afiyet olsuuuuuuuuuunnnnnnnnnn...


tubiiiiiiiii mantını yaptım yüzük çorbanı da tabi,iki görümce dün oturduk sana çalıştık(sen her ne kadar dediğimi yapmasanda)anladın sen onuuu...bu hafta sonu farklı bişe olmadı bildiğimiz rutin şeyler işte,tek farklılık çok yakınımıza groseri açıldı gittik ziyaret ettik ama çok iyi oldu buraya açılması,akşamları yürüyüş yaparken bile uğrayacak bi yerimiz oldu,şimdi temizlik yapmalıyım ev berbat bi durumda,bi yandan çamaşırlar da yıkanıyor hem vakit geçer benim için.Aslında bugün hiçbişe yapasım yok buz gibi bi havuza dalmak istiyorum sadece offff....hadi ben kalkim zira oturdukça mayışıyorum valla....

18 Eylül 2007

Hmm buz gibi karpuz,hemde bal gibi üstelik 500 bin lira 50 kuruş oluyo sanırım:))bugünkü yemek kıymalıydı annemlere yaptım yayladan geldiler evlerinde bişe yok diye beraber iftar yaptık,ama kıymaya bol baharat koyduğum halde kokuyordu yine bana:((bi kase çorba içtim biraz yoğurt yedim 1,5 lt su zaten istemesemde içiyorum doydum yani,ama aklımda hep karpuz vardı şimdi kesitim bi dilim tadını çıkarıyorum,bugünlük yazacak pek önemli bişeyim yok annemler yarın gidiyor,bende pc nin yerini değiştiricem ve yine makinamın başına geçip sırtımı ağrıtıcam,hadi iyi geceler sizlere ben komşu bloglara bakayım:))

yoruldummm

sahura hazırlık olarak börek yaptım,MACİR BÖREĞİ adı,mutfağımı elden geçirdim,salonu sildim ve yoruldum...Sanırım artık yaşlanıyorum görünürde bi iş yok çünkü,gündüz zaten iş yapılmıyor akşama bırakınca da böyle geç yatmak zorunda kalıyorum.Bulaşık yıkarken aklıma geldi bi de sağlık köşesi yapayım elimde paylaşabileceğim çok şey var,arşiv çok ama karışmış taşınırken ayıklamam lazım,neyse şu börek pişene kadar blog gezmesine çıkayım hadi iyi uykular herkese....

17 Eylül 2007

herkese iyi haftalar...


işte bu kedicik gibi mayıştım şu anda.eveeeettt neler yaptınız haftasonu?ben anlatayım hemen,cumartesi, benim koca erken gelecek diye beklerken bi baktım gece 2 de geldi.saat yarımda aradı çıkıyorum cnm ben dedi tmm bekliyorum dedim.yattığım yerden tv izlerken(izlemem çünkü sevmem kendilerini,zap yaparım sürekli)uyumuşum,ne olduğunu anlamadım kapıya gittim uykulu halde baktım ses var ayak sesi yani kapıyı açtım ve söylediğim ilk söz şuydu:
-evde kimse yok,niye yok???
güldü bizimki;-hadi yat cnm bak geldim ben
-neden geciktin?
-patron yemek ısmarladı
-ne yemeği bu saatte?
-kelle paça:))
-nerden esti ki şimdi
-bilmem oturduk konuştuk biraz
-iyi cnm afiyet olsun hadi yatalım
derken ben küt direk uykuya geçiş yaptım bi saniyede:)))tek geçerim herkesi valla bu konuda...bi baktım kolumda bizimki hadi cnm yatağa yat,yavaş çarpma....yaklaşık 2 saat sonra kendi de geldi yatağa,birden uyandım saate baktım 4 olmuş eyvah ben böreği nasıl yetiştirecem şimdi,çayda 5 dk da demini almazki...neyse olduğu kadar,yarım saatte herşey hazır ama börek bi türlü soğumuyor sıcak sıcak yedik valla
-sen niye yemiyorsun?-
cnm ben çok yedim yemeği acıkmadım daha,hem rahatsız eder şimdi acıkmadan yersem
-iyi cnm sen bilirsin..
Ben yine uyku moduyla atıştırdım,yattık sabah bi kalktım saat 9:30 bizimkini seyrederken yine uyumuşum 11 de kalktım,etrafı topladım bulaşık vardı çay bardakları borcam falan,işimi bitirdim saat 3 oldu bizimki uyandı,ikimizde sersem gibi hava da bi sıcak Allah'ım ne bu böyle?bi koltuk da o diğerinde ben,oyun oynamaya mecalimiz yok ama yine de oynuyoruz maksat vakit geçsin...neyse 6 ya geliyordu saat kalktık pazara gittik bolca meyve aldık,salatalık pahalanmış 1 ytl olmuş ama su gibi taptaze,neyse ordan baraj yoluna geçtik hasanustaya gittik açık havada kebep yemeye,et yediğim tek yerdir orası yani kıyma kebabı,önce çorba veriyorlar ama bu defaki çorba güzel değildi sanki dibi tutmuş gibi içemedim,yemeği beklerken gazete falan okuduk ama çok komikti bi tek biz gazete okuyorduk,10:30 da NBA maçı varmış off yine mi maç!!!neyse üzerinize afiyet karnımızı doyurduk,sonra eee ne yapalım?
-tamer abilere gidelim
-olur cnm gidelim
-yada gitmeyelim şimdi siz maça dalarsınız gecenin bi vakti dönmeyelim eve yarın işe gideceksin
-çerezimizi alalım evimize gidelim çay yaparım, bi de meyve hazırlarım sana ben:))
-tmm cnm bana uyar...
Eve geldik film izledik biraz maç başladı bende blog dünyasını bi gezim dedim neler neler gördüm GELİNCİK in bloğuna bi bakın derim valla:)diğer bloglardan da bikaç tarif aldım en kısa zamanda yapmak üzere.maç bitti bende pc yi kapattım kocacıkla otururken ben yine uykulu harikalar diyarına gittim:))))bazen ben bile inanamıyorum kendime 1dk sürüyormüyor bile uykuya geçmem,ne olacak halim bilmiyorum eeeeee siz neler yaptınız bakem yazın da okuyayım:)))iyi haftalar diliyorum hepinize.

15 Eylül 2007

bu ben miyim:))

inanamıyorum hayatımda ilk defa tatlı yaptım ve süperr bişey oldu,ağzında dağılıyo resmen bizimki tepsinin yarısını cuk indirmiş mideye,kolay kolay beğenmez herşeyi yedikçe yedi...
_hmm güzel olmuş canım eline sağlık
-afiyet olsun canım çok mu beğendin
-evet şekerpare gibi olmuş
-afiyet olsun bebeğim içine sevgimi de kattım ondan güzel olmuştur:))
tarifini veriyorum:1 pk margarin
1pk k.tozu+vanilya
1 yumurta
alabildiğince un evet bu kadar masrafsız bişe valla
şerbeti:3 bardak şekerle üç bardak su(su bardağı)
hamuru yoğurup istediğiniz şekli verin ben elma kadar bi parça aldım,tahtanın üstünde sıkma açar gibi yuvarladım paralel kestim küçük küçük,tubi kalıplarla yapacaktı,tepsiye dizdim fırına koydum pişince üstüne şireyi döktüm yalnız burda bi nokta var şireyi pişirmiyosunuz karıştırıp hamura döküyosunuz,hamur sıcakken şireyi dökeceksiniz.Bi de hamur şireyi çekince kocaaaaman oluyo ona göre hamurunuzu şekillendirin ok?hadi afiyet olsun

13 Eylül 2007

beklenen sohbet konusu...


bende sevindim ramazan ayının gelmesine ama hep içimde sıkıntı olmuştur bayramlar.Tamam bayram daha gelmedi ama ne kaldı şurda bi bakmışız ki bitmiş ramazan:)fazla uzatmayim sohbet konusuna gelimmmm...eşimle uzun bi muhabbet yaptık evet ve konu light lık ve bayram kahvaltısı,
Öncelile light lıktan başlayım,biz eşimle 4 sene flört ettik 4 sene nişanlı kaldık ve bu 8 sene de o kadar az görüştük ki başkaları için gözden ırak olan gönülden de ırak deyip bitecek bir ilişkiydi.hayaller umutlar hep geleceğe yönelikti,evlenince şöyle yaparız böyle yaparız falan bilirsiniz sizinde olmuştur mutlaka,26.06.2005 yeni bir başlangıç umutların boşa çıkmadığı o en çok beklenen gün...ama hayatta herşey istediğin gibi olmayabiliyor,bazen sen onu tekmelesende o da seni tekmeleyebiliyor.İşi o kadar yoğun olduki evlenince,bulmuşken kaybettik birbirimizi,borç harç onca sıkıntı zaten görüşemiyoruz o kadar boş yaşadıkki o zamanlar sadece sabah uğurlamalarım güzeldi çünkü akşam aynı yerde hoşgeldiğini hissettirecektim günün yorgunluğunu atacaktı o da...
sosyal hayat yok,dışarı çıksan para,arkadaş arasına giremiyorsun para,misafir alamıyorsun para herşey maddiyata bakıyor ama içinde aşk var ya o yetiyor işte en kötü anında,velhasılı evdeyiz ama hep hesap kitap yapıyoruz ay sonunu nasıl getirecez derdi falan derken bi bakmışsın evleneli 2 yıl olmuş herşey biraz daha iyi tamam artık rahatladık kendimize vakit ayırabiliriz diyoruz ama yavaş yavaş dış kapı gıcırdaması şeklinde can sıkıcı sesler duyulmaya başlanıyor....ya bu da light çıktı karısının dizinin dibinden ayrılamıyor,yok kılıbık falan bir sürü abuk sabuk şeyler e insanların ağzı torba değilki büzesin dimi?aslında bizimki de yakınıyor artık normal hayatıma geri dönsem???nasıl yani artık birlikte bir hayatımız var senin yada benim hayatım değil BİZİM hayatımız...tmm itirazım yok tabiki sende gez eğlen çık bi hava al ama önce benimle vakit geçir zaten göremiyorum seni pazar gününden pazar güne ancak görebiliyoruz birbirimizi,8 senenin özlemini,cefasının sefasını nasıl 2 senenin sadece pazar gününe sığdırayım ki?daha evlilik yıldönümümüzü kutlayamadık ki...arada bir çıktığıda oldu tabiki ama bir keresinde gitti bi daha gelmedi gittikleri yerde kalmak zorunda kalmışlar yani dayısıgilin yaylasında ve ben gitme derim diye söylememk de yok...
Hal böyle olunca her çıktığında sanki yine bi yerlerde kalacak gibime geliyor ve istemiyorum çıkmasını,sıkılıyorum evde tek başıma zaten 6 gün boyunca 4 duvar arasında sıkılıyorum pazar gününü iple çekiyorum bi de dışarımı çıksın yani...ben planlar yaparım haftasonu için ama planlarımın ertelenmesine gıcık olurum illaki o gün o plan gerçekleştirilecek yada evde vakit geçirilecek.özer de istiyor bunu bana bişe dediği yok adamın istemese zaten bunca yıl hep benimle vakit geçirmez ama ağzı olan konuşuyor işte.bence bu çekememezlikten kaynaklanıyor kadınlı erkekli bizim kararlarımızın çoğunun ortak alınmasını hazmedemiyor kimse,hepsi erkeğin egemenliğine alışmış aman kocam ne derse o olur en iyisini o bilir beni sevdiğini biliyorum ya o yeter,yok karım benim karşımda konuşamaz benim dediğim olur vs. vs. vs...hayır efendim öyle değil işte yıllarca neyin uğruna ayrılık yaşadık üzüldük bazen isyan ettik ha?
bikaç kendini bilmezin lafını mı ciddiye alacam konuşsun dursunlar başka yapacakları bişe yok demekki...gerçi kocam gerekli izahı yapmış bikaç tanesine onlarda hak vermişler ama gelgelelim ben sevmem böyle gereksiz gereksiz konuşup insanların kalbini incitenleri ama hayatın her aşamasında çıkacak işte karşımıza...
biz birbirimizi çok seviyoruz ama biri çıkıp böyle ortalığı bulandırınca bizimde tadımız kaçıyo...bu yüzden hep başka bi şehirde yaşamak istemişimdir yanımda sadece bana sonsuz faydası dokunan ve hep yanımda olacağını bildiğim ailem olsun yeter gerisi boş....evet durum bundan ibaret yorumlarınızı bekliyorum bu yazıyla ilgili....iyi akşamlar bayramıda yarın anlatırım ok?

çünküüü

hepimiz tipik birer ev hanımıyız,takıntılı olmamızın bunla bi ilgisi varmıdır sence?hıh:)

12 Eylül 2007

ev piiiissss


Ahanda kendimi böyle hissediyorum ben kalkıyorum artık pc nin başından yoksa yapışacam buraya,temizlik yapmalıyım, kaç gündür yapmıyorum ev kokacak valla:))hepimizin ilk sahuru hayırlı olsun arkadaşlar byy...

bulamadım

arkadaşlar dediğim yazıyı bulamadım kimbilir nereye sakladım bişe olmasın diye neyse ummadığım bi anda buluveriririm,ama onun yerine başka bişe yazıyorum.Bu eskiden annemlerin kapısına astığım fakat gelen giden misafirlerimizin kapıda dikilip okumalarını engellemek üzere annemin kaldırdığı benimse evimde asılı duran çooook hoşuma giden bi yazıdır....hadi buyrun....




KAPIDA... Çocuğunu öyle karşıla ki;
Eve geldiği zaman, en doğru insana kavuştuğunu hissetsin.....
Anneni öyle karşıla ki;
Doğumundaki ağrıları lezzetle takas etsin.....
Babanı öyle karşıla ki;
Ömür boyu başka bi evlada imrenmesin....
Hocanı öyle karşıla ki;
Kendisini babandan ayırmadığını bilsin....
Fakiri öyle karşıla ki;
Ona serdiğinden büyük,bir dua sofrası sersin....
Zengini öyle karşıla ki;
Gönlünü gördüğünde fakrine kahretsin....
Akrabanı öyle karşıla ki,
Arkadaşını öyle karşıla ki;
Her biri,ilk ikramın güler yüz olduğunu
Ve misafirin,gönderilmiş bir nimet olduğunu idrak etsin....
Hatta günü öyle karşıla ki;
Seni gördüğü zaman senden fazla sevinip, gitmek bile istemesin....
Ama illa eşini öyle karşıla ki;
Yanına geldiği zaman doğru insana kavuştuğunu hissetsin....
Ve mutlaka ve mutlaka ve mutlaka...
Çocuğunu öyle karşıla ki;
Eve geldiği zaman...
En doğru, en huzurlu, en güzel yere geldiğini hissetsin....

slmmmm

birazdan bi yazı aktaracam size bakalım beğenecekmisiz ama bulabilirsem arşivlerimi karıştırmam lazım,ama ondan önce bi iki kelime bişeler söyleyim,dün otobüs beklerken bi kadın geldi durağa zayıf çelimsiz başı örtülü köydeki ninelerimizin genç hali deyim yanında da oğlu vardı,neyse aynı otobüse bindik ben dışarıya bakıp dalmışken birden çaatt çuutt diye sesler duymaya başladım etrafa baktım ne bu diye,meğersem az ötemde saçı boyalı takılar makılar son stil bi ablam kucağında ilkokul çağlarında kızı ve oğlu fındık yiyorlar yanında da az önce duraktaki hanım oturuyor edepli bi şekilde,aklıma birden çok sevdiğim şu söz geldi NİCE İNSANLAR GÖRDÜM ÜSTLERİNDE ELBİSE YOK,NİCE ELBİSELER GÖRDÜM İÇLERİNDE İNSAN YOK
Bu nasıl bir tezatlıktır böyle bi koltukta bir anne ve oğlu adamaklıllı oturuyor,diğer koltukta ise bir anne ve iki çocuğu üstelik o toplumda etrafa aldırmadan çatır çutur kabuklu yemiş yiyorlar yasak olduğu halde,üstelik çocuk kabukları camdan dışarı fırlatıyor bazen,bi ara arka koltukta oturan adama gitti kabuklardan biri ama adam sesini çıkarmadı,ön koltukta oturan kıslara bakıyorum kulaklarının dibindeki sesten hiç rahatsız değiller alla alla dedim ben olsam kesin müdahele ederdim siz doğu bişey yaptığınızımı sanıyorsunuz?hadi sesten geçtim ama bu otobüste çocuklarda var canları çekse günah olmazmı? diye...
yada o kadını kaldırıp camdan dışarı atacan kökten çözüm:))şaka bi yana hakikaten sinir oluyorum böyle insanlara.Ben eşimle kıyıboyuna yürüyüşe gittiğimizde herkes gibi dondurma alır yeriz yada çekirdeğimizi alır küçükde olsa yakamozumuzu izleyerek yeriz ama bi çocuk gördüğümüzde hemen dondurmalar arkaya saklanır yada verilecek bişeyse teklif ederiz.Ya yemiceksin yada paylaşacaksın dimi yani yanlışsam lütfen düzeltin(aynı kamyon arkasındaki yazı gibi oldu yada otobüstedeki

10 Eylül 2007

sobecik:))


Madem yazmam gerekiyor en sevdiğim kokuları öyleyse ilk olarak resimde de görüldüğü gibi koca bebeğimin kokusu biiiiiirrr
şimdi evi sildim her yer miiiiss gibi hipo kokuyor ikiiiiii
yemem ama kokusunu severim kebap üüüüçç
fonex kolonyam dööörrrtt
tüm temizlik ürünleri
yeni aldığım mumlarımda güsel kokuyor
ve son olarak yaylamızda her bahar açan kokladığında selavat getirmen gereken o miiiissss gibi SÜMBÜL kokusuna bayılırım.aklıma gelenler bunlar ama ben kimi ebelicem?neyse AZİMLİ yi ebeliyim tubi ebelemişti ama bi de ben ebeliyim:))

Geldimmm...



Uzun bi aradan sonra slm dünyacım,bu hafta benim için yoğun geçti.Geçen cumartesi özerin kuzeninin nişanı için alışverişe çıkmamızla başladı yoğunluk,pazartesi ve salı hazırlık aşamasındaydık ve salı akşamı osmaniyeye gittik.Aslında bulunmaktan hoşlandığım bi ortam değildi ama özer ve bikaç sevdiğim yetti bana o akşamlık.Gittiğimiz gün gece geri geldik çok yoruldum ve sabahki misafiri nasıl ağırlayacağımı düşünmeye başladım hemen biraz etrafı topladım ve yatağımda sabah nasıl bi kahvaltı sofrası hazıralasam diye düşünürken bi baktım sabah saat 06:30 olmuş hemencecik aşkıma börek yaptım pek hamaratımdır ben(milföyle yaptım ayol nerde bende o çabukluk)ama bi türlü uyanamadı,son anda aldığı kararla işe gitmicem dedi bende sinirlendim madem gitmicektin niye önceden söylemiyosun bende yatim alla alla....
Annem teyzem şükran özer ben ve misafirimizden oluşuyordu kahvaltı soframız güzeldi de,annemler yaylaya gitti o gün,misafirimizde 5 gün boyunca sadece kahvaltıya geldi.Özerde işe gitmemeyi fırsat bilip kuzenleriyle basket maçı yapmaya gittiler üniversiteye.son olarak pazar günü kocacımla güzeeeelll bi haftasonu geçirdik kahvaltımızı yaptık,keyif çayı,evi topla,otur gazete oku... derken akşamda bi mangal yaptık gün son buldu,tabi yemek yendi uzun bi süre sohbet ettik ve özlemişim böylesi uzun sohbeti.Sohbetten de bahsedeceğim size bakalım siz ne düşüneceksiniz ama şimdi temizlik yapmam lazım çoook işim var dünyam çoookkk..hadi arayı uzatmicam merak etme:))

6 Eylül 2007

üzgünüm dünyam....


sevgili bloğum biliyorum çok ihmal eder oldum seni ama söz şu işlerimi bitirim,misafirim de gitsin hep senle ilgilenicem ok?biraz kurcalayıp nelerin var nelerin yok bakıcam bekle beni:)