30 Ağustos 2008

YÜREKTEN AĞLADIM...


Bir kadını ağlatmak çok zor değildir aslında.
> Kadınlar her şeye ağlayabilir; bir filme, bir şarkıya, bir yazıya...
> En az erkekler kadar yani! Ama bir kadını yürekten ağlatmak zordur.
> Eğer bir kadın yürekten ağlıyorsa, ağlatan onun yüreğine ulaşmış demektir.
> Ama o yüreğin değerini bilememiş olacak ki ağlatan,
> gözünü bile kırpmadan teker teker batırır iğnelerini yüreğe!
> İşte o zaman koca bir yumruk gelir oturur boğazına kadının.
> Yutkunamaz, nefes alamaz; çünkü o koca yumruk canını çok acıtır.
> Gözleri buğulanır kadının sonra. Ağlamayacağım, der içinden.
> Ama engel olamaz işte. Çünkü yüreğine ulaşmıştır birileri ve iğneler
> saplamaktadır..
> Bu acıya ne kadar karşı koyabilir ki bir kadın.
> İnce ince süzülür yaşlar gözünden; önce birkaç damla, sonra bir yağmur
> seli...
> Ve kadın ağlar; hem de çok! Sanmayın ki gidene ağlar kadın!
> Gidenin giderken koparttığı yerdir onu ağlatan, orada bıraktığı yaradır.
> O yaranın hiç kapanmayacağını, kapansa bile izinin kalacağını bilir kadın;
> o yüzden ağlar. Ama bilir misiniz, ağlamak kadınları olgunlaştırır.
> Her damla, daha çok kadın yapar kadınları.Her damla bir derstir çünkü.
> Bazen kadınlar ağladığında çoğu insan, ağlama niye ağlıyorsun ki,
> değmez onun için derler. Bilmediklerindendir böyle demeleri.
> Çünkü yürekleri acıyan kadınlar ağlamazlarsa, ölürler. İçlerindeki zehirdir
> onları öldüren!
> Ağlayarak o zehirden kurtulur kadınlar, o irini temizlerler yaralarındaki!
> Çünkü bilirler, o irin temizlenmezse iltihaba dönüşür yaraları.
> Dönüşmemesi lazımdır oysa. O yüzden de bolca ağlarlar.
> Zaman geçer sonra. Kadınlar kendilerine sarılmayı öğrenirler.
> Umarım öğrenirler, yoksa ruhlar sapkın yollara çarpar kendini.
> Sapan ruhların doğru yolu bulması da yeni acılar demektir.
> Bunu bilir kadınlar, o yüzden eninde sonunda öğrenirler kendilerine
> sarılmayı...
> Çok ağlayan kadınlar, bir çok şeyden vazgeçen kadınlardır aslında.
> Her damla olgunlaştırır kadınları evet ama olgunlaştıkça,
> o safça inandıkları aşk gerçeği onların gözünde küçülür...
> Küçüldükçe değerini yitirir ve işte o zaman kendilerine sarılıp,
> yeni bir kadın yaratırlar kendilerinden.
> Güçlü, yenilmez, mağrur ve aşka inanmayan...
> İnsanlar soruyorlar çoğu zaman neden bu kadar çok bekar kadın var diye;
> hepsi kariyer derdinde olan..Çünkü inançlarını yitirdi o kadınlar.
> Zamanında yüreklerine o kadar çok iğne saplandı ki,,
> o kadar çok ağladılar ki! Artık kendilerinden başka bir doğru olmadığına
> inanıyorlar,
> o yüzden kendilerine sarılıyorlar. Çünkü biliyorlar ki sarıldıkları adamlar,
> onları hak etmedi; hem de hiçbir zaman!
> Hep bir çıkarları oldu sarıldıkları adamların..
> E o zaman niye sarılsınlar ki! Niye sarılalım ki!
> Etrafınızda yürekten ağlayan bir kadın varsa bilin ki olgunlaşıyordur.
> Bilin ki, gerçekleri kabul etmeye başlamıştır.
> Bilin ki, artık aşkın olmadığına inanmıştır.
> Bilin ki, sarılacak tek bir doğrusu kalmıştır. O da kim, ne diye sormayın
> artık.
> Çok ağlayan kadınlar, eninde sonunda kendilerine sarılırlar çünkü!..
>
> >YILMAZ ERDOĞAN<
>

Yolun açık olsun bitanem...

00:15 otobüsüyle 15 günlük maceramız bitti,koca bebeğim 1 ay sonra kuzeninin düğününe geri gelecek inşallah.Ben daha iyiyim şimdi,kendime geldim biraz ama psikolojim tam anlamaıyla düzelmedi,hala neden-sonuç ilişkisi içindeyim.neyse şimdi yorgunum ve biraz blog okumak istiyorum özledim sizleri ve eski güzel günlerimi.iyi geceler...