31 Aralık 2008

mutlu yıllar...


sol tarafta linki olan ve tesadüfen beni okuyan herkese diledikleri hayatları yaşamalarını diliyorum...umarım 2009 hepimize şans getirir,sevgiyle kalın...

28 Aralık 2008

yeni tatlar,elifim ve sürpriz gelişme...

son zamanlarda muzlu-pudingli rulo pastaya pek bi düştüm:)canım sıkıldıkça yapıyorum ve beğenenlerin artmasıyla daha bi zevkle yapıyorum:)ama kalmıyo hemen bitiyo tarifini de istiyorlar öyle bi kabarıyorum ki:)

Malzemeler:4 yumurta
1,5 su bardağı un
1 su bardağı şeker
1 paket kabartma tozu
1 paket vanilya
harcı:1 pk dr oetker muzlu puding
3 su bardağı süt
isteğe göre 2 yada 3 muz
göz kararı dövülmüş ceviz yada fındık(isterseniz ikisini de kullanın)
Bi kapta malzemelerin hepsini aynı anda çırpın(genelde şeker ve yumurtayı önce çırparlar ama ben bütün tariflerimde bunu yaparım)kabarmasını istiyosanız çok uğraşmayın kekle hemen çırpın ve yağlı kağıt serdiğiniz tepsiye karışımı dökün.çabuk pişeceğinden başka bi işle uğraşmayın:)
pişen keki hemen bi bıçak yardımıyla yağlı kağıttan ayırın ama yine yağlı kağıdın üstünde kalsın,aynı bıçakla kabaran kekinizi 2 ye bölün yassılamasına,böylece 2 tane kekininiz olacak,kestiğininz keki de oynatmayın yerinden ve ikisini birden sarın yağlı kağıtla,hemen üstüne yaş bez örtün.
3 bardak sütü koyduğunuz tencereye özellikle ama özellikle dr.oetker olmalı,muzlu pudingi de ekledikten sonra pişirin bi güzel ohh mis gibi de kokar o:)poşetin arkasında 3,5 su bardağı yazıyo ama biraz daha katı kıvamlı olması için 3 bardak koyuyorum.
keki açın ve ilk katını tezgahın üstüne yada başka bi tepsiye koyun,pudingin yarısını içine dökün,dilimlediğiniz muzları içine dizin ve sarın.kalan pudingi de üstüne dökün kaşık yardımıyla her yanına sürün,robotta çekilmiş yada havanda dövülmüş cevizide üstüne serpin,soğuduktan sonra servis yapın afiyet olsun...

not:kalan keki yağlı kağıda sarıp 2 günden fazla olmaksızın dolapta muhafaza edebilirsiniz,eğer muzunuz az ise yada benim gibi ikisini de birden tercih ederseniz ince dilimlenmiş elma da koyabilirsiniz,muzları uzunlamasına da kesebilirsiniz dilim halinde de,en son yaptığıma ayva püresi de koydum güzel oldu,sizde içine dilediğinizi koyun:)


geçen hafta elifim bizdeydi,çok eğlendik 15 tatilde yine gelecek inşallah,farklı biri henüz 15 yaşında olmasına rağmen olgun,azimli,becerikli,benden daha dayanıklı ve eğlenceli bi kişiliktir halacığımın kızı:)tam bi zeki müren hastası:S orijinal bi karakter hiçbişekilde taklit kullanmaz enteresan bi yapısı vardır,buynundaki kürek kemikleri esnek olup eliyle tutup yerinden çıkarabiliyor bu da onu farklı kılıyor:)dişinde çıkan ve ne olduğunu doktorların bile anlamadığı bi beze yüzünden adana balcalı diş hekimliği fakültesine sürekli kontrole geliyo,belki yeniler beze kendini diye önlem için.özer gibi o da resim delisidir,hiç bi kareyi kaçırmaz face de bizi rezil eder:)oylamaya koyuyorum şu resmini kime benzettiğinizi yazın bana,her ne kadar <o bana benzesin >dese de bence gerçekten benziyo <o>'na:)

evet bakın ve düşünün bakalım kime benziyo,ben şimdi netten bakcağım o şahsa ait resim bulursam koyacağım buraya:)yine kontrole gelmişti işimiz uzun sürünce göndermedim iskenderunda oturuyolar,perşembe günüydü,sadece 1 gün yni cuma günü gitmemiş olacaktı okula ve bu onun ilk devamsızlığı oldu:)halama tlf ettim göndermiyorum diye tmm dedi o da sağolsun,gezdirdik bebeğimi,bi akaşam kısır yaptı kuzucum güzel olmuştu ilk denemesine karşın:)afiyetle yedik:)
tarif edemediğim bi duygu ona beslediğim çocuğum gibi sanki,bi başka seviyorum onu,beraber sarılıp yattık geceleri,ben zaten yanımda yatan kişiye sarılırım mutlaka:)yasemin bilir resmimiz bile var,o her ne kadar makyajsız olduğu için çekilmek istemese de





Dün beklemediğim ümidi kestiğim bi arkadaşımdan msj aldım,hala şaşkınım,ne kadar çok üzülmüştüm iletişimimiz kesilince,hyatımda öylesine insanlar yok denecek kadar az,ben hep bişeyler öğrendiğim,herşeyimi gönül rahatlığıyla paylaşacağım insanlarla az ama öz dostluklar kurmayı yeğliyorum ama araya mesafeler girip ayrıldığımızda da bi o kadar kahroluyorum,çabuk bağlanıyorum,sanıyorum ki hiç hayatımdan çıkmayacak,kararsızlığımda hep fikir verecek,düşersem yaralarımı üfleyip saracak...onlarında bi hayatları işleri olabileceğini hiç düşünmüyorum ve herkes kendi kabuğuna dönmek zorunda kalınca ben bi başıma kalıyorum:(
işte tam da böyle bi anda arkadaşım geri geldi dünyama,sevindim,yine sırt sırta verecez inş.neyse bugünlük bu kadar yeterli sanırım,birazda sizlere geleyim görüşmek üzere...



27 Aralık 2008

kaldığım yerden devam...

yemek faslı artık uzun sürmüyo çabuk doyuyorum nedense,zaten bu et sevenlerin bayramı benim ise iştahım kaçıyo:)akşam film izleyelim dedik özer şükran ben,cipsler meyve suyu vs....herşey hazır:)babamlar uyuyunca geçtik sıcak salona,ben yere oturdum şükranla,özer çekyatta uzandı eyvah şimdi orada uyuyakalır dedim ama bi baktım özer beni tuttuğu gibi kaldırdı bi baktım yataktayım:)meğersem ben uyuyakalmışım:)çok çabuk ve derin uyurum:)özer anaçtır kaldırır,yatağa taşır üstümü örter hatta bazen süt bile getirir:)
sabahları kalkmak zor geliyo bana,herkes benden önce kalkıyo ve ben kalkmayınca işkence yapıyolar bana,şükran başımda sürekli bi tuğba tuğba tuğba....özer soğuk elleriyle şok etkisi yaratıyo kahvaltıyı uykulu gözlerle yapıyorum sonra:)kahvaltıdan sonra kaytaramıyorum da:)

çekmeyin şiş gözlerle dediğim halde yine de çektiler:)..bu arada benim kocişim artık miniğim oldu:)askerlik yaradı miniğime 3haneliye çıkacak inşallah yakın zamanda:)şimdi 2 resim arasındaki farka bakın:)
küsmelerim meşhurdur benim ah bi de neden küstüğümü unutmasam:)çok gülüyorlar bana bu konuda gerçi hep gülüyorlar ama neyse:)bi de susturmaya çalıştım:)e olacağı buydu cinnet geçirip bu hale geldi:)boynumdan o kadar çok huylanırım ki ölecem zannederim gülmekten:)

bayram bitti kocamı uğurladık abim geldi sabah,akşamına tunceliye 2. askerimizide gönderdik,hayırlı teskereler....
şimdi 2 tuba da gün sayıyor:)tüm askerlerimize hayırlı teskereler inşallah,hoşcakalın....

23 Aralık 2008

evet kaldığım yerden devam edeyim...arkadaşımın düğünü,aşkımın bayramda gelişi ve abimin askerliği dışında hatırladığım pek önemli bişe olmadı.Benim için güzel bi bayramdı,çifte mutluluk tabiki:))çünkü kocam bitanem bayram iznine geldi,gezdik dolaştık,1 hafta o kadar çabuk geçti ki anlamadım bile:(komik bi haftaydı,özer ortamını bulunca pek bi eğlendirir çevresindekileri.İşte resimler:
sabah kahvaltıdan kalktı aşkım eline satırı aldı babamın yanına gidiyor burda,giderken de çek baldız çek demeyi unutmuyo:)

akıllı ol,çok bağırma yoksa keserim seni dedi hayvancağıza hep,sonunda kestiler:)
özel hayat diye bişey kalmadı azizim,herşey tüm çıplaklığı ile ortada:)
kesilecek birçok koyun olduğu için bizimkiler ilk gün mangal yapamadılar,akşam dayım çağırdı gelin burda yiyileim diye ama normal yemeğimizi yediğimizi yediğimiz için birer şiş et yediler sadece ve aşkımla hazırlandık bayram ziyaretlerine başladık tabiki,herkes 1 sokak uzağımızda olduğu için çabuk bitti ziyaretler:)geriye kalan günler kafamıza göre takıldık:)tabi unutmadan söyleyeyim,kocacımla kardeşim saçımı yaptılar kuaföre vaktim olmadığı için,tşk ediyorum kendilerine:))kestirmiştim zaten,kırklarını aldırdım,kat attırdım kolay oldu tabi onlar için,eski uzun hali olsaydı canlarından bezerlerdi eminim:)canım arkadaşım tatlişkomun gittiği kuföre gittim bu defa ve bu kesildikten sonraki ilk görüntü:)
bayramın 3. günü mustafa&ilkgül istanbula dönecekleri için onları da ziyaret edelim dedik,aslında dışarı çkacaktık fakat mustafaların(annesigilin)misafir trafiği yoğun olduğu için siz gelin dediler ve bizde gittik:)mustafa özerin yanına gittiğimde evlerinde kaldığımız çok samimi arkadaşı,bizimde yani babamların da eski ev sahiplerinin oğlu oluyo:)dolayısıyla tanışmışlık bayağı bi eskiye dayanıyo.herneyse onlardan çıktık özerin kuzenigile gittik,kuzen acıkmış diye makarna yaptım ona,biz yemekten kalkıp gitmiştik mustfalara,özer yine elinde tlf her kareyi çekiyordu:)


bu resim çekme tutkusu ilerleyen günlerde de devam etti tabi:)ertesi gün ben et yemediğim için beni yemeğe götürecekti kocam,şükranı da alalım dedim,tlf ettik fakat annemler kebap yapacaklarından gitmeyin dedi şükran,eee bizimki de kebap deyince gözleri parladı ve bana tavuk alıp eve döndük yarı yoldan:)



sanırım ara vermem gerekiyo,bu 1. kısım olsun çünkü bol resimli bir post oldu,baymasın okuyanları dimi,buraya kadar sıkılmadan okuyana da sabrından dolayı tşk ediyorum:)arkası yarın....

18 Aralık 2008

YİNE YENİDEN...

Merhabalar....Ne kadar uzun oldu yazmayalı:)benimle beraber bikaç kişi daha var ara veren gördüğüm kadarıyla.Neyse en son yazdığımda hatay dörtyoldaydım,geri döndüm iyi ve kötü anılarımın yaşandığı,acı verdiği kadar neşe de veren şehrime...anımsadığım kadarıyla çok fazla önemli bişey olmadı,yine gezdim,dolaştım hmm hatırladım nikah şahidimin düğünü vardı seyhan otelinde,bloğumu takip eden biri olaraktan mutluluklar diliyorum kankama ve işte resimler....gündüz rahmetli kuzenimin eşine gitmiştik aynı gün (annesinin yanında kalıyo artık)ve ben ne giyeceğime karar veremediğimden 3 parça kıyafeti de yanımda taşımak zorunda kaldım,hatta kaç defa defile yaptım hangisini giyeyim diyerek:)yukarıdaki arkadaş gül,kuaföre getir kıyafetleri ben de bakacam dedi ve akşamın bi vakti elimde poşetlerle kuaförün yolunu tuttum,kızlarla buluştuk bi defile de orda yapıp ne giyeceğime karar verip saçlarımı yaptırdıktan sonra otelin yolunu tuttuk.Aslında güzeldi aç kalmasam daha güzel olabilirdi yemekte et vardı ve ben yiyemedim:(ilerleyen saatlerde gülün nişanlısı gürkan geldi biraz da onunla oturduktan sonra kalktık,vestiyerden kıyafetlerimizi aldık,anneme tlf ettim araba yok ben güllerde kalacam dedim(aslında araba vardı ama gürkan gülün eniştesine verince biz ortada kaldık)sonra düşündüm,topuklu ayakkabılardan hoşlanmadığım için kimsenin görmez tarafından ayakkabılarımı çıkarıp şifon pantolonumun altına botlarımı giydim böylece yüküm de hafiflemiş oldu:)çok ağır çünkü botum.kızlar güldü bna ama napim ayak sağlığım önemli ama dimi...neyse bayağı uzun bi yoldan sonra eve vardık(gece geç saat olduğu için evin yakınından geçen bi otobüse bindik ve eve yarım saat yürüdükten sonra varabildik)evde de foto çekildik sonra sbaha kadar muhabbet ettik:)

bu da giymek istediğim kızların da giymemi istedikleri ama daha önemli faktör olan kocamın izin vermediği elbisem:)şimdilik bu kadar,teyzemlere gidiyoruz gelince devam ederim inşallah.netim kesikti ve borcunu ödeyip iptal ettirdim,babam kendi hattından yeni net çektirdi,umarım sık sık yazarım bundan sonra,öpüyorum sizleri.

9 Ekim 2008

gittim....

bayram bitti,misafirimiz olan tubikkos&kemal çiftini zorda olsa gönderdik:)yanlış anlaşılmasın otogarda problem yaşadık ondan bahsediyorum:)ertesi gün biber salçası yaptık,annemler hemen yaylaya geri döndüler.Ben yine yalnız kaldım,hiç bişe yapmadan öylece tv izledim(hiç yapmazdım ama neyse)bişe izlemedim tabiki zap yaptım devamlı.Gülcüğümü aradım buluşalım diye kabul etti sağolsun,konuşmaya içimi dökmeye ihtiyacım vardı çünkü,realde çalışyo kendisi,gittim yanına 5-10 dk sonra çıktık çarşıya indik,otobüste başladık,indik hala konuşuyorduk,oturduk bi yere,daha doğrusu güzel anılarımın gözümde canlanıp tekrar tekrar canımı acıttığı BAHARAT CAFEye gittik,1 haftalık sigara bırakma eylemim orda son buldu,yenik düştüm,özere içmicem demiştim,kendimi kötü hissediyorum,ihanet etmişim gibi:(orası da yetmedi bize evde devam ettik sabahın 6 sına kadar:)saat 10 da uyandım gülün tlf sesine,nişanlısı aradı sağolsun,hala işe gitmediğini nasıl hissetti bilmiyorum,10 da realde olması gerekiyordu ama rötarlı gitti kızceğiz:)uslanmamış bi daha gel diyor...sabah evime geldim,eski komşuma gittim,teyzeme gittim hep içimde bi sıkıntı vardı atamadım bi türlü...karar verdim hatay a halamın yanına gidiyorum dedim topladım valizimi,attım kendimi evden,ŞEBNEM FERAHımın HOŞCAKALıyla çıktım...ara sokak kestirmelerinden baraj yoluna çıkayım dedim,bi evde KADER DİYEMEZSİİİİİİİN,SEN KENDİN ETTİİİN çalıyordu:)hiç tarzım değil ama düşündürdü beni,gerçekten kader diyemem mi?ben mi ettim herşeyin içine?Bende başladım söylemeye SİL BAŞTAN BAŞLAMAK GEREK BAZEN,HAYATI SIFIRLAMAAAAAK...Başlayabilsem gerisi gelecek ama başlayamıyorum ki....Tam başlayacam diyorum,CAN kırıkları çıkıyo karşıma,yüreğime öylesine batıyo ki kanatıyor,canım acıyor...nihayet baraj yoluna çıkıyorum,bekle ki otobüs gelsin,marketten cips,bisküvi,meyve suyu ve normal su alıyorum,durakta cipsi yemeye başlıyorum,kimler neler dedi acaba?bohçacı gibi atmıştım valizimi sırtıma zaten,bakışlar güldürmüştü beni,yine güldüm...nihayet geldi otobüs,binerken içim bi tuhaf oldu,öylesine yalnız öylesine terkedilmiş hissettim ki kendimi,beni yolcu edecek arkadaşım bile yoktu...yıkıldım resmen...silkelendim kendime geldim SÖYLENECEK SÖZ YOK,GİDİYORUM BEN,HOŞCAKAAAAAL,HOŞCAKAAAAAL,BEN BİR KISRAK GİBİ GELMİŞİM DÜNYAYA,ŞAHLANIP KOŞMAK İÇİMDE VAR,HOŞCAKAAAAAAAL diye haykırdım şehrime,şehrimde olmayanlara....yarım saat kadar sonra otogardaydım,biraz sonra hareket etti otobüs,bu defa pinhani söyledim bir anda bir anda bir andaaaa dedim ağladım,tüm slowları,benim acıma acı katacak,bir anısı olan tüm şarkıları delip geçirdim yüreğimden,bırakıp giden geri gelecek bigün dedim,gelmeseler bile canları sağolsun dedim,ama bilsinlerdi neler yaşadım,nelerle boğuştum,kaçında boğuldum,haykırmak istedim ve sustum...söylersem basitleşirlerdi belki ve sustum,gözlerimi sımsıkı kapadım,dudaklarımı ısırdım,ağlamıcam dedim sustum,ama bu damlalar ne kadar inatçılar,belki sıkılmışlardır onlarda içerde birikmekten dimi?bıraktım,çıkın artık özgürsünüz dedim,sizde gidin,ben kalmaya alıştım,benim gibi kalanların yaralarını sarıp beni yüzüstü bırakıp gitmelerine alıştım...ama olsundu...yine de canları sağolsundu,gittikleri yerde iyi olsunlardı,yine olursa yine üflerim yaralarına ben...yazmıcam gerisini belki sonra devam ederim,azcık ağlayasım geldi...hoşcakalın

1 Ekim 2008

Mutlu Bayramlar


Mutlu Bayramlar !

Nefes almak bayramdır mesela; günün birinde soluksuz kalınca anlar insan...
Görmenin nasıl bir bayram olduğunu karanlık öğretir; sevmeninkini yalnızlık...
Bayramdır, elden ayaktan düşmemek, zihinden önce bedeni kaybetmemek, kurda kuşa yem olmayıp "Çok şükür bugünü de gördük" diyebilmek...
”Sevdiklerinle geçen her gün bayramdır”
Küsken barışmak, ayrıyken kavuşmak, suskunken konuşmak bayramdır. Vuslat da bayramdır öte yandan...
Endişe içinde beklediğinden mektup almak, telefonda ansızın sesini duymak, deli gibi burnunda tütenin boynuna sarılmak bayramdır.
En acıktığın anda dumanı tüten bir somunun köşesini bölmek, korktuğunda güvendiğine sarılabilmek, dara düştüğünde dost kapısını çalabilmek bayramdır.
saçlarını müşfik bir sevgiyle okşayan anne bayramdır.
"Ona güvenmiştim, yanılmamışım" sözü bayramdır.
”Gerekdiğinde haksızlığın üstüne yalın kılıç yürüyebilmek bayramdır.”
”Güne gülümseyerek başlamak bayram, günaydın bayram, iyi akşamlar bayramdır.”
"İyi ki yanımdasın" bayram, "Her şeyi sana borçluyum" bayram, "Hiç pişman değilim" bayram...
”Dostlarından, gözü yaşlı ayrılmakda bayramdır.”
“Alnı açık yaşlanmak bayramdır; ulu bir çınar gibi ayakta ölebilmek bayram...”

26 Eylül 2008

mecburi ara:(


Beni kimler okuyo kimler merak ediyor bilmiyorum ama netim kesildi,o yüzden giremiyorum.Açılır açılmaz yazacam yeniden,içimi dökmeye kaldığım yerden devam edecem belki...biz düğün olayını kazasız belasız atlattık çok şükür,yeni bi düğün var sırada ona hazırlanıyoruz şimdi:)neyse önümüz bayram,ben bi süre daha giremicem nete sanırım,şimdiden hepimizin RAMAZAN BAYRAMI MÜBAREK OLSUN.Tekrar görüşmek dileğiyle,öpüyorum sizleri...

30 Ağustos 2008

YÜREKTEN AĞLADIM...


Bir kadını ağlatmak çok zor değildir aslında.
> Kadınlar her şeye ağlayabilir; bir filme, bir şarkıya, bir yazıya...
> En az erkekler kadar yani! Ama bir kadını yürekten ağlatmak zordur.
> Eğer bir kadın yürekten ağlıyorsa, ağlatan onun yüreğine ulaşmış demektir.
> Ama o yüreğin değerini bilememiş olacak ki ağlatan,
> gözünü bile kırpmadan teker teker batırır iğnelerini yüreğe!
> İşte o zaman koca bir yumruk gelir oturur boğazına kadının.
> Yutkunamaz, nefes alamaz; çünkü o koca yumruk canını çok acıtır.
> Gözleri buğulanır kadının sonra. Ağlamayacağım, der içinden.
> Ama engel olamaz işte. Çünkü yüreğine ulaşmıştır birileri ve iğneler
> saplamaktadır..
> Bu acıya ne kadar karşı koyabilir ki bir kadın.
> İnce ince süzülür yaşlar gözünden; önce birkaç damla, sonra bir yağmur
> seli...
> Ve kadın ağlar; hem de çok! Sanmayın ki gidene ağlar kadın!
> Gidenin giderken koparttığı yerdir onu ağlatan, orada bıraktığı yaradır.
> O yaranın hiç kapanmayacağını, kapansa bile izinin kalacağını bilir kadın;
> o yüzden ağlar. Ama bilir misiniz, ağlamak kadınları olgunlaştırır.
> Her damla, daha çok kadın yapar kadınları.Her damla bir derstir çünkü.
> Bazen kadınlar ağladığında çoğu insan, ağlama niye ağlıyorsun ki,
> değmez onun için derler. Bilmediklerindendir böyle demeleri.
> Çünkü yürekleri acıyan kadınlar ağlamazlarsa, ölürler. İçlerindeki zehirdir
> onları öldüren!
> Ağlayarak o zehirden kurtulur kadınlar, o irini temizlerler yaralarındaki!
> Çünkü bilirler, o irin temizlenmezse iltihaba dönüşür yaraları.
> Dönüşmemesi lazımdır oysa. O yüzden de bolca ağlarlar.
> Zaman geçer sonra. Kadınlar kendilerine sarılmayı öğrenirler.
> Umarım öğrenirler, yoksa ruhlar sapkın yollara çarpar kendini.
> Sapan ruhların doğru yolu bulması da yeni acılar demektir.
> Bunu bilir kadınlar, o yüzden eninde sonunda öğrenirler kendilerine
> sarılmayı...
> Çok ağlayan kadınlar, bir çok şeyden vazgeçen kadınlardır aslında.
> Her damla olgunlaştırır kadınları evet ama olgunlaştıkça,
> o safça inandıkları aşk gerçeği onların gözünde küçülür...
> Küçüldükçe değerini yitirir ve işte o zaman kendilerine sarılıp,
> yeni bir kadın yaratırlar kendilerinden.
> Güçlü, yenilmez, mağrur ve aşka inanmayan...
> İnsanlar soruyorlar çoğu zaman neden bu kadar çok bekar kadın var diye;
> hepsi kariyer derdinde olan..Çünkü inançlarını yitirdi o kadınlar.
> Zamanında yüreklerine o kadar çok iğne saplandı ki,,
> o kadar çok ağladılar ki! Artık kendilerinden başka bir doğru olmadığına
> inanıyorlar,
> o yüzden kendilerine sarılıyorlar. Çünkü biliyorlar ki sarıldıkları adamlar,
> onları hak etmedi; hem de hiçbir zaman!
> Hep bir çıkarları oldu sarıldıkları adamların..
> E o zaman niye sarılsınlar ki! Niye sarılalım ki!
> Etrafınızda yürekten ağlayan bir kadın varsa bilin ki olgunlaşıyordur.
> Bilin ki, gerçekleri kabul etmeye başlamıştır.
> Bilin ki, artık aşkın olmadığına inanmıştır.
> Bilin ki, sarılacak tek bir doğrusu kalmıştır. O da kim, ne diye sormayın
> artık.
> Çok ağlayan kadınlar, eninde sonunda kendilerine sarılırlar çünkü!..
>
> >YILMAZ ERDOĞAN<
>

Yolun açık olsun bitanem...

00:15 otobüsüyle 15 günlük maceramız bitti,koca bebeğim 1 ay sonra kuzeninin düğününe geri gelecek inşallah.Ben daha iyiyim şimdi,kendime geldim biraz ama psikolojim tam anlamaıyla düzelmedi,hala neden-sonuç ilişkisi içindeyim.neyse şimdi yorgunum ve biraz blog okumak istiyorum özledim sizleri ve eski güzel günlerimi.iyi geceler...

28 Temmuz 2008

yokum...


hatalarımla yüzleşmekten,onlarla boğuşmaktan yoruldum...düşündükçe kendime zarar veriyorum.en iyisi kaçmak gitmek bi süreliğine...Gidiyorum ben yaylaya belki biraz açılırım,KPSS'ye hazırlanmalıyım...Özer gelene kadar orda kalacam,o geldiğinde yardım eder bana kurtarır beni bu durumdan,alır çekip çıkarır beni bu çırpındıkça battığım bataklıktan...Sizden tek isteğim bana dua edin,dua edin ki bu psikolojiden kurtulayım ve herşey yoluna girsin...
BU DA GEÇECEK...BİLİYORUM BİGÜN BUNLARIN HEPSİ GEÇECEK....HOŞCAKALIN...

27 Temmuz 2008

yeniden merhaba...


Rekora gidiyorum sanırım...aşağıdaki yazımı görüldüğü gibi 3 temmuzda yazdım taslak olarak duruyordu,ekleyeceğim resimler var diye yayınlamadım ama baktım ki resimleri beklersem çok bekleyeceğim,bende olduğu kadarını yayınladım:)ben ist.dan geldim yaylaya gittim orda kaldım bikaç gün,ordan geldim adanada takıldım bi süre,arkadaşlarla toplandık yeniden,çok güzel günlerdi belki de bi daha yaşanmayacak o günler....neyse sonra kalktım denize gittim halamların yanına,çarşamba geri döndüm ve döndüğümden beri çok kötü günler yaşıyorum,bugün iyiyim biraz en azından ağzıma bikaç lokma bişeler girdi bugün,gözüm biraz daha açılıyo artık...soranlara senelik depresyon iznimi kullanıyorum diyorum:)bugünlerde geçecek diye umut ediyorum ama bende yaralar,derin izler bırakacak,bıraktı bile şimdiden....
Yaralarımı sarmaya gayret ediyorum,eşim arıyo bi sıkıntın mı var diyor sanki içine doğuyor...gariptir ki az önce bi arkadaşım(GİZEM) msn den sordu beni aynen şöyle:cnm rüyamda gördüm seni ağlıyordun neden benimle ilgilenmiyosun diyordun iyimisin?....Evet aynen böyle yazdı benim cevabım da şu oldu:iyi olmaya çalışıyorum ama ne tuhaftır ki ben bunu msj olarak ve ağlayarak yasemine çektim,nasıl oluyorda sen biliyosun bunu?...espri yapmayı ihmal etmiyo ben erdim diyor:)İkimizde şaşkınız,tabi ben yasemini aradım gizemle görüşüyomusun diye,onların da evinde tadilat var kablo kopmuş internet bağlantısı kesilmiş zaten kız dünyayla alakası kesmiş işcilere hizmet ediyor...ona da anlattım böyle böyle oldu diye o da şaşırdı:)sanırım gizem beni gerçekten sevdiği için ayan olmuş kendisine:)
Canımın içi nete girdi bugün onunla konuştum çok bişe anlatmadım aslında yalnızlıktan kötüyüm sıkıntılı günler geçiriyorum dedim,bu da sana ayan oluyo dedim:)rahatladım onunla konuşunca,izne geliyo 18 ağustos ta Allah izin verirse...Ağladım beni bırakma sakın diye,hep yanımda ol koru kolla beni dedim,zaten öyle yapıyorum cnm dedi,kimsenin seni üzmesine izin vermem dedi,biliyorum dedim....yine de elimi sıkı sıkı tut dedim...güçsüzüm tükeniyorum sanki dedim...ağlama ne olur dedi,seni ağlarken görmeye dayanamıyorum,sen ağlarsan ben de ağlarım dedi...sustum sildim gözyaşlarımı...ağlamamaya çalışıyorum,zaten artık ağlamak istemiyorum kaç gündür ağlamaktan kuruyacak gözyaşlarım...
Hayatta herşeyin bi nedeni vardır der yasemin bana hep,belki de büyüyüp olgunlaşmam için bazı acıları yaşamam gerekiyo,tüm bunlar bana ders olarak geri dönüyo...Aslında ben büyümek istemiyorum,çocuk kalmak daha iyi daha iyimser bakıyorum hayata o zaman,içimdeki çocuğu öldürmicem,hayata inat büyümicem hep çocuk kalmak için savaş verecem gerekirse....
Pek iç açıcı bi post olmadı ama bi sonrakine daha güzel şeyler yazarım inşallah...Umutla AŞKIM'ın gelmesini bekliyorum,belki iyileşirim o zaman,belki güneş bizim için daha bi güzel doğar,o gelince acılarım pişmanlıklarım,üzüntülerim kötü olan herşey yalnız olmadığımı farkedip terkeder beni....
Mutlu günler diliyorum hepinize...kendime de tabi...


ACILARDAN BEN ÇOKTAN VAZGEÇTİM(ama onlar benden geçmiyo)
NASIL OLSA HİÇ PAYLAŞILMIYOR
KÜÇÜK BİR SEVİNCE BİLE ORTAK ARAR OLDUM
BİR YAĞMURLA YIKILIYOR DUVARLARIM....

3 Temmuz 2008

işte geldim...


Bu aralar herkes ara verdi sanırım,ben de ortama ayak uydurayım dedim:)şaka tabiki,yeni bir KOCAELİ yolculuğu yaptım.Gittim kocişimi gördüm,umut topladım,kafamı dağıttım...direk hastaneye gittim,bekledim çıkış saatini,kitap okudum gizli gizli sigara içtim ve sonunda yakalandım:))
Bu sefer kocaeli örtmen evinde kaldık hoş bi yer,beğendim doğrusu:)sabah çıkıp akşam dönüyorduk eve,kahvaltıyı ilk gün dışarda yaptık açık büfeymiş hadi oraya götüreyim seni dedi özer,gittik ve ne göreyim!!!herşey var feci bi durum:)))
Sadece aldıklarım,bitiremedim tabiki:)daha almadığım neler vardı bi bilseniz...Bu bundan sonra kahvaltı mekanımızın orası olacağını gösteriyo:)bu da örtmen evinin kahvaltısı ne kadar klasik dimi:)

Bol bol gezdik aşkımla,her yere götürdü beni her istediğimi aldı,bi ara kırtasiyede fazla zaman harcadım o zaman sıkıldı kuzum ama:)küçük okullu olacak kuzenlere yiğenlere bişeler alayım dedim ve rengarenk şeyleri görünce daldım içine:)kendime ve arkadaşlarıma da aldım tabiki:)Kpss ye hazırlanıyorum diye gefter falan da aldım kendime,Adanada yokmuş gibi gittim ordan aldım,yürüyüş yoluna oturduk önce gelen geçeni izledik,güldük eğlendik vs...sonra aklıma geldi hadi aşkım defterin ilk sayfasına aldığımız renkli kalemlerle bu günü yazalım dedim,bugünle kalmadı aşk mektubu gibi bişe çıktı ortaya,resim çekildik ve bu resimleri tab ettirip defterin üstüne yapıştıracam,sonra defteri şeffaf kapla kaplayacağım,delimiyim neyim:)))
Ayrılık vakti geldi,gittik teslim ettim canımı,ayrılıklar üzmüyo artık beni,Allah can sağlığı versin yeter ki diyorum...Ordan istanbul anadoluya geçtim abimlerde kaldım bikaç gün,rahmetli kuzenimin kızkardeşi avrupa da oturuyo o rahat bırakmadığından çarşamba günü öğleden sonra geçtim avrupaya,5 gün falan orda kaldım.Hatta orda bile ilkokul arkadaşımlarımla buluştum,sağolsunlar gezdirdiler beni bi güzel:)taksimde buluştuk,geze geze beşiktaşa gittik,yemek faslından sonra hadi bi okey çevirelim dedik gittik bi cafeye,nezih bi ortamdı,arkadaşım seda ile erkek arkadaşı eş oldular,diğer arkadaşım Ali ve ben eş olduk ve yendim onları:))Alinin çok bi yardımı olmadı ama tek götürdüm diyebilirim yaneee....Ali duymasın:)

26 Haziran 2008

geldimmm

yoktum,dün geldim şehrime,ilk fırsatta yazacam,görüşmek üzere....

26 Mayıs 2008

...

Yayılın çimenlerin üzerine.....
Ve acele edin....
Çünkü er yada geç,
Çimenler yayılacak üzerinize.....

23 Mayıs 2008

hangisi....

Hangisi daha zor?
eşini kaybetmek mi?
evladını mı?
kardeşini mi?
yada henüz 1,5 yaşındayken babanı kaybetmek mi?
hangisi daha zor....
güzel gözlü kuzenimi toprağa emanet ettik bugün...gitti kuzum...gitti abim...yok artık ve olmayacak...

19 Mayıs 2008

Çünkü biz DOST'uz...



Bir gün bunalırsan ve sıkıntını paylaşmak istersen beni ara...
İki elim kanda olsa gelirim,sıkıntını yok ederim....
Birgün ağlayacak gibi olursan da ara beni....
Seni belki güldüremem ama,söz veriyorum,seninle birlikte ağlayabilirim..


Birgün uzaklara kaçmak istersen beni aramaktan çekinme...
Seni belki durduramam ama seninle birlikte koşabilirim...
Birgün yüksek bi köprüden atlamaya kalkarsanda ara beni...
Seninle birlikte atlayamam ama aşağıda bekler, seni tutabilirim...


Birgün herhangi bi konuda kararsız kalırsan ara beni...
Seni senden fazla düşünür,sana fikir verebilirim...
Birgün kimseyi dinlememeye karar verirsende ara beni...
Ağzımı açmayacağımı,söylemediklerini bile dinleyeceğimi bil...


Birgin beni üzdüğünü düşünürsen de çekinme yine ara beni....
Göreceksin sana kıyamam,kızamam,üzemem seni...
Birgün beni ararsan ve benden karşılık alamazsan...
Söz ver:O zaman sen ulaşmalısın bana....
Çünkü o an bir meleğe gereksinim duyduğumu bilmelisin....

1 Mayıs 2008

işte kocaeli manzaraları...

mustafalarda akşam tv izlerken:)

sabah bi güzel kahvaltımızı yaptık,özlemişim kuzumla kahvaltı yapmayı,eee beraberce hazırladık ya tadına doyum olmadı tabiki:))
top secret!!elbisesinin gazabına uğrayan bi kadın görüldü sahilde:)


poşet bile çıkmış:)az kiloluyum ya cipis neym aldık meyve suyuyla birlikte yeriz sahilde diyerek:))

işte sahil...korktum bu resmi çekilirken sanki düşecem gibiydi suya...bu sene ürküyorum denizden hadi hayırlısı...

bu da sahilin akşam versiyonu:)

SAPANCA'da....

pazar sabahı kahvaltısı...

işte bu kadar,bi de istanbul resimleri var ama yeter bu kadar resim şimdilik:)artık yemek yapayım akşam için...hadi kendinize dikkat edin anacım:))